
Donut'la semirmiş taklitçi bir boşboğaz mı yoksa harika bacaklı zeki bir yetenek mi? 'I Kissed A Girl', 'Hon'N Cold' ve 'One Of The Boys' adlı hitleriyle tüm dünyada bir fenomen haline gelen Kaliforniyalı popçu Katy Perry, dünya turnesi 'The Hello Katy Tour' kapsamında, 9 Temmuz akşamı İstanbul'da...
‘Memeleri bir ineğinki kadar büyük’, ‘basbayağı şişko’, ‘canlı performansı berbat’, ‘donut’la semirmiş, yeteneksiz, taklitçi ve boşboğaz’ ya da ‘kocaman masmavi gözlerine saatlerce bakmak istiyorum’, ‘bacakları harika’, ‘bu kız çok farklı, yetenekli ve zeki’, ‘sesi müthiş, Amy Winehouse’u andırıyor’...
Evet, birbiriyle epey çelişiyor ama bu yorumların hepsi, Türkiye dahil dünyanın her noktasından aynı kadın, Katy Perry için yapılmış. Seveni de çok, nefret edeni de... Sebebi de açık aslında, bu kadın tüm klişeleri kullanarak yeni bir şey deniyor, haliyle de algılaması, anlaması, sevmesi hem kolay hem zor oluyor. Kendisi de bunun farkında, her fırsatta “Ben biraz zorum” diyor.
‘MySpace şarkıcısı’ olarak ünlenen Perry, aslında 2000’lerin başından beri müzik dünyasının içinde. İnançlarına bağlı bir ailenin içinde gospel dinleyerek büyüyen şarkıcı, ilk olarak 2001’de Katy Hudson isimli gospel albümünü çıkarttıktan sonra müzik çalışmalarına küçük çaplı işlerle devam etmiş. 2004’te The Matrix isimli prodüksiyon takımına stüdyo vokalisti olarak katılmış. Bir süreliğine ünlülerin prodüktörü Glen Ballard’la birlikte çalışan sanatçı o dönemde çıkması planlanan ama bir türlü çıkamayan albümü üzerinde çalışıyormuş. Ballard’la birlikte kaydettiği ‘Simple’, ‘The Sisterhood of the Traveling Pants’ isimli 2005 tarihli filmin soundtrack’ine dahil edilince, Perry’nin işleri açılmış. O döneme kadar plak şirketleriyle uzun süreli anlaşmalara imza atamayan ‘yetenekli ama bahtsız kızımız’, bu sefer ‘Simple’ şarkısıyla Virgin’in ilgisini çekerek plak şirketiyle albüm anlaşması için masaya oturduktan sonra ilk solo albümünün çalışmalarına başlamış.
İlk olarak internette ünlenen ‘UR So Gay’ parçasını EP olarak piyasaya süren Katy’nin Greg Wells, Dr. Luke, Butch Walker, Max Martin ve Cathy Dennis’le birlikte çalıştığı ‘One Of The Boys’ adlı albümü 17 Haziran 2008’de piyasaya sunuldu. Albümün ilk single’ı ‘I Kissed A Girl’ parçasına seçildi. iTunes listesinde zirveye tırmanan şarkının klibi de internette en fazla izlenen videolar arasında yer aldı.
Zaten Katy, büyük ününü bu şarkıya borçluydu. Dindar bir aileden geldiğini, ilk gospel albümünün bir hata olduğunu, artık ‘yırtmak’, ‘dağıtmak’ istediğini söyleyip bir de üstüne, bir kızı öptüğünü ve bunun çok hoşuna gittiğini anlatan şarkısını söyleyince tüm dikkatleri üzerine çekti.
Perry, 80’lerin pop rockçı kadınları Cher, Cindy Lauper, Joan Jett gibi isimlere bayılıyor. Dita Von Teese’in de büyük hayranı. Onlar için, “Çok sağlamlar, kendileri gibiler, ne olursa olsun kendileri olmayı bildikleri için onlara hayranım” diyen Perry, sınırları olmayan insanları sevdiğini, kural, zorunluluk ve sınırlandırmalardan sıkıldığını anlatıyor.
Sıkıldığında Madonna dinleyen, depresyona gireceğini anlayınca masaj salonuna giden, kostümlerini 20 dolar gibi ucuz bir fiyata ikinci el alan ama alırken kötü kokmamalarına dikkat eden, istese ‘Katy Perry dudak parlatıcısı’ gibi bir ürün çıkararak daha çok para kazanabileceğini ama bunu tercih etmediğini söyleyen genç bir kadın var karşımızda. Kafası bazen karışık, bazen gayet net. Hem ne istediğini biliyor hem biraz akışına bırakıyor. Şimdiden bir sonraki albümün şarkılarını seçiyor, dünyanın her yerinde konserler veriyor, geçen sene istediği gitarı almak için kenara ayırdığı paraya şimdi para demiyor.
Erkek hayranının çok olduğu malum, o yüzden şu anekdotu yazmadan geçmeyelim. Perry’nin aradığı erkek, kendi ayakları üzerinde durabilen, karar verebilen, ne aradığını bilen ve illa ki sevimli olacakmış. Bir de empati kurmayı iyi bilmesi, Perry’nin sık değişen ruh haline ayak uydurabilmesi şart.
Perry şu sıralar iyi bir tatile ihtiyacı olduğunu, stresten yüzünü sivilce bastığını ve kendisini biraz çirkin hissettiğini söylüyor. Umarız bu bozuk moral İstanbul konserine yansımaz. Zira Perry’nin canlı performansına da, True Blue’nun akustiğine dair de şaibeler mevcut.
Katy Perry hakkında her şey
Madonna’dan aldı gazı
Katy Perry’nin belki de dikkatleri çektiği ilk an, Madonna’nın onu dinlediğini ve beğendiğini söylediği andı. Ondan önce Perry, ‘Katy diye şirin bir kız’ diye geçiyordu sohbetlerde.
Unutulmaz karışıklık
NRJ Müzik Ödülleri’nde Perry yanlışlıkla ödül aldı. Perry, Cannes’da düzenlenen NRJ Ödülleri töreninde ‘I Kissed A Girl’ şarkısı için ‘En İyi Uluslararası Şarkı’ ödülünü aldı. Ancak 90 dakika sonra törenin sunucusu sahneye çıkarak özür diledi ve ödülün bir yanlışlık sonucu Perry’ye verildiğini söyledi. “Çok özür dileriz ama bir hata yapmışız. En İyi Uluslararası Şarkı ödülünü alması gereken Katy Perry değil, ‘Disturbia’ şarkısıyla Rihanna’ydı. Umarız Katy Perry ve Rihanna bu duruma çok kızmaz. Onlara oy veren tüm fanlardan özür diliyoruz. Zarfa yanlış isim konmuş. Çok çok özür diliyoruz. Katy Perry’nin ödülünü Rihanna’ya vermesi gerekiyor” dedi. Perry duruma bozulmamış gibi görünmeye çalıştı. En azından Perry töreni ödülsüz terk etmedi ve ‘En İyi Uluslararası Albüm’ ödülünü (bu sefer doğru olarak) aldı.
Homofobik değil
‘Ur So Gay’ adlı şarkısı başlangıçta eşcinselleri kızdırdı. Perry şarkı için, “Homofobik değilim, gay’leri severim. Sadece fazla metroseksüel olan eski sevgilime yazdığım basit bir şarkı” dedi.
En yakını ablası
Çok fazla hayranı, çok kalabalık bir arkadaş çevresi var ama en yakınındaki kişi ablası. Tüm turnelerde kardeşinin yanında olan abla Perry’nin görevi ‘küçük Katy’yi’ toparlamak.
Kızı değil, yeri öptü
Meksika’nın Guadalajara kentinde düzenlenen MTV Latin Amerika Müzik Ödülleri oldukça renkli bir geceye sahne oldu. Geceye damgasını vuransa ‘I Kissed A Girl’ şarkısıyla meşhur olan Katy Perry’ydi. Ödül gecesinde yine her zamanki gibi ‘I Kissed A Girl’ şarkısını söyleyen Perry şarkının sonunda önüne getirilen kocaman pembe bir pastanın üzerine yüz üstü atladı. Sonra kalkıp gitmeye çalıştı ama, bir pastanın üzerine atlayan herkesin başına gelebilecek şey onun da başına geldi ve sahnede kayarak düştü. Ne kadar kalkmaya çalıştıysa da başaramadı, kendisine eşlik eden gitaristin yardım çabaları da sonuç vermeyince, sahneyi seyircilerin tezahüratları arasında emekleyerek terk etmek zorunda kaldı. Bu onun kariyerindeki en komik ve en utanç verici anlardan biriydi.
Elif Türkölmez
04.07.2009
Radikal Cumartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder