
Scarlett Johansson'ın Tom Waits şarkılarını yorumladığı ilk albümü 'Anywhere I Lay My Head' geçen sene epey eleştirilmişti ama Pete Yorn'la yaptığı düetlerden oluşan yeni albümü 'Break Up'ta nazarlık niyetine bile falso yok. 50'lerin tozunu alıp 60'lara şapka çıkaran 'Break Up', Brigitte Bardot-Serge Gainsbourg aşkına da saygı duruşu niteliğinde...
Kronik uykusuz-luktan mustarip bir müzisyen, 2006 Noel’inin sabahında, uzun süren ve yorucu bir turneden eve döner. Günlerdir gözüne bir damla uyku girmemiş olan bu adam, nasıl olduysa başını yastığa koyar koymaz mışıl mışıl uyumaya başlar ve ikindi vaktine doğru, gördüğü bir rüyanın etkisiyle gülümseyerek açar gözlerini. Bu genç müzisyen ABD’li ünlü şarkıcı ve besteci Pete Yorn, onu yıllar süren kronik uykusuzluktan kurtarıp büyülü bir rüyaya çekense Scarlett Johansson’dır. “Rüyamda sanki Scarlett’ı görmüştüm. Serge Gainsbourg’la Brigitte Bardot’nun birlikte söyledikleri gibi ‘Bonnie and Clyde’ı söylüyorduk mırıl mırıl... Scarlett olduğunu düşündüğüm kişinin sesi çatallıydı, ortam dumanlıydı, rüya beni neredeyse ağlattı” diye anlatıyor Yorn.
Uyanınca, ‘Günümüzün Brigitte Bardot’su kim?’ diye düşünen ve bu kişinin genç oyuncu Scarlett Johansson olduğuna karar veren Yorn, rüyasını gerçekleştirmek için hemen kolları sıvamış. Johansson da, Yorn’un sıvanmış kollarını görünce ikiletmeden, “E hadi yapalım o zaman” demiş.
“Scarlett, Tom Waits şarkılarını yorumladığında çok eleştiri almıştı, eh millet haksız da sayılmazdı, Waits gibi bir ustayı yorumlamak cesaret ister ama cesaret onda fazlasıyla var” diyor Yorn. “Ben, bu deneyimden sonra biraz çekineceğini sandım ama o hiç sinmemiş, eleştirilere kızmamış, çünkü şarkı söylemeyi seviyor. Şarkılarımı senin sesinden dinlemek istiyorum dedim ve o da kabul etti” diye ekliyor.
Bir albüm iç gıcıklar mı?
‘Break Up’ adlı albüm ABD’de geçen hafta raflarda, akabinde de albüm eleştirileri gazetelerde yerini aldı. Yabancı kaynaklarda yapılan kritiklerde ‘şuh’, ‘baştan çıkartıcı’, ‘ayartıcı’ gibi sıfatları görünce, herhalde icracıdan söz ediyorlardır dedim ama yok, ‘iç gıcıklayıcı’ bulunan, Scarlett’ın sonbahar güneşi altında parlayan baldırları değil bizzat albümün kendisi.
10 şarkıdan oluşan albümde şuhdan ziyade eğlenceli bir yan var. Fotoğraflarda ve kapakta da hissedilen o sonbahar havası albüme melankoli katmamış. Aksine sanki tüm süreç bir parti havasında geçmiş, kayıt aralarında dondurma yenilip bira içilmiş, emeği geçen herkes çok eğlenmiş ve ortaya sıkı bir albüm çıkmış. 2007 yılında yapılan kayıtlar sırasında Yorn, Johansson’ın sesinden çok etkilenmiş. “Scarlett’ın sesi dumanlıydı ve kimselere benzemiyordu. Onda olgun bir damar var, albümü yaparken bazen büyükbabamla takılıyormuş gibi hissettim” diyor.
Johansson’sa “Velvet Underground olmadığımızın farkındayım” deyip, işin eğlence kısmının önemine inandığını söylüyor. İkili, önümüzdeki günlerde birkaç da konser verecek.
“Aslında bu albümü, birbirlerine tıpkı Serge ve Brigitte gibi âşık olan ve şarkıyı dinleyene ilişkilerindeki kan ve gözyaşını hissettirecek bir çift yapmalıydı ama ne yapalım bize düştü” diyen Johansson, kendisini Yorn’un yeteneğine ve derin müzik bilgisine teslim etmiş. “Bana, ‘Şarkılarımı senden duymak istiyorum, üstelik Serge ve Brigitte için...’ deyince onu anladım” diyen Johansson, Yorn’a göre şarkıların kendilerini bulmalarını sağlamış, hepsine bir hava, bir karakter katmış, ‘I Don’t Know What To Do’ adlı şarkıdaysa döktürmüş.
60’ların ruhuna saygı...
Yorn’a ait sekiz orijinal kayıttan oluşan albümde dokuzuncu kayıt efsane grup Big Star’ın kurucularından Chris Bell’in ‘I Am The Cosmos’ adlı şarkısı olmuş. ‘Break Up’, Serge Gainsbourg’la Brigitte Bardot’ya ithaf edilen şarkılarla hem 60’ların ruhuna saygı duruyor ama 50’li yılların Amerikan müziğine de bir göz kırpıyor. Johansson’ın sesinde biraz Billie Holiday’in o duygusal ve bir yandan da kadınlara has yırtıcı hali, biraz da Feist’in cilveli ve muzip tavrı var. Ama kimselerle kıyaslanamayacak kadar da başka söylüyor Johansson. Özelikle ‘I Dont Know What To Do’ adlı şarkıda 50’lerin country şarkılarıyla harmanlanmış Broadway müzikali sound’unu bulmak mümkün.
NBC’nin çok izlenen ‘Mad Men’i vesilesiyle 50’lerin Amerikan sosyal hayatı da gündemde olduğuna göre albüm daha da büyük kitlelerce sevilecek, biraz da ‘moda’ olacak gibi... Johansson zaten caz sevdiğini ve dinlediğini hep söylerdi, iyi bir caz yorumcusu olduğunu da bu albümle kanıtlamış oldu.
Ha, bu ispat meseleleri onun umurunda mı, değil. Ve Johansson albüm için hak ettiği alkışın aynısını, güzel kadınların ‘aynı zamanda akıllı da olduklarını ispatlama’ sakilliğine prim vermediği için de hak etmiyor mu?
‘O, şarkı da söyleyebilen iyi bir komedyen!’
Birbirinizi nereden tanıyorsunuz?
Scarlett Johansson: Pete’in endüstri işinde olan iki ağabeyiyle çalışmıştım.
Pete Yorn: Seninle ilk tanıştığımız zaman sanırım 14 ya da 15 yaşındaydın. New York‘un bir gece kulübünde yanıma gelip “Merhaba Pete!” demiştin. Kıvırcık saçlı bir çocuklaydın.
S.J.: New York’ta herkes kıvırcık saçlıydı o zamanlar... (gülüyor)
Hollywood yıldızları oyunculuk dışında bir iş yapmaya çalıştığında genellikle buna karşı çıkılıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsun?
S.J.: Müziği paylaşmak konusunda biraz çekingenim. İyi ya da kötü bir biçimde eleştirileceğini bilince hassas olmak zorlaşıyor. Ama ilk albümüm ‘Anywhere I Lay My Head‘in ilginç hayranları da oldu.
Kim gibi?
S.J.: Mesela Ridley Scott ve eşi.
P.Y.: Scarlett iyi bir komedyen de, her şeyi yapabiliyor. Bir gün, Myspace’e bir şarkımızı koydum insanların ilgisini çekecek mi diye görmek için. Hayranlar hemen gizemli kızın kim olduğunu merak etmeye başladılar.
Kim olduğunu düşündüler?
P.Y.: Bazıları Minnie Driver, bazıları da Zooey Deschanel diye tahmin yürüttü. Scarlett biliyor musun, eğer teklifime negatif yanıt alsaydım, Zooey benim ikinci tercihimdi.
S.J.: Teşekkür ederim.
(www.thebreakupalbum.com adlı siteden derlenmiştir.)
İlk albüm, büyük cesaret...
Johansson’ın ilk albüm çalışması, Tom Waits şarkılarını yorumladığı ‘Anywhere I Lay My Head’ (Başımı Koyduğum Herhangi Bir Yer), 2008 yılında Atco/ Rhino Records’tan yayınlandı. David Bowie’nin de birkaç şarkıya el attığı, (‘Falling Down’ ve ‘Fannin Street’te geri vokal yapmıştı) albümde Waits şarkıları dışında bir de ‘Song For Jo’ adlı orijinal beste vardı. Albüm, Johansson’ın popülaritesine göre pek başarı sağlayamadı. ABD’de müzik yazarları, Johansson’ın performansını ‘standart altı’ buldu. Johansson’sa yaptığı işten memnundu. Bu albüm sayesinde kapak olduğu müzik dergilerinde ‘stüdyoda kayıt yaparken eğlendiğini ve bunun da her şeyden önemli olduğunu’ söyledi durdu. Pek çok müzisyen dostu vardı ve onun için müzik yapmak ‘dostlarıyla takılmak’ demekti. The Times albüme 5 üzerinden 1 vererek biraz haksızlık etti. Belki de Scarlett’ın artık kendi seçtiği şarkılardan oluşan bir albüm yapmasının zamanı geldi. İşte o albüm, gerçekten eğlenceli olacak.
Elif Türkölmez
03.10.2009
Radikal Cumartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder