
Sesinden biraz buhran, biraz keder, biraz da bıkkınlık dökülürdü. Acayip komik ve çatlak sözlü şarkılar yazardı. Üstüne zamane popçusu gibi bebe mavisi, şeker pembesi değil laciler çekerdi. O 'Onu öldüreceğim' dediğinde insanın 'Canın sağolsun' diyesi geliyordu. Myspace'te ünlenenler kervanının en cool kadını Soko, 'Ünlü olmak beni bozar' deyip müziği bıraktı...
Akranı popçuların aksine bebe mavisi, şeker pembesi değil, laciler çekerdi üzerine. Kırmızı üstüne beyaz puantiye straples ve kalın topuklularla da görmedik onu hiç. Gitarını eline alıp ‘ıslak rüyalarından’, ‘sevgilisini elinden alan kızı öldürmekten’ falan bahseder, Paris’teki bir parkta boş bulduğu bir banktan ya da odasındaki ortası çökmüş kadife koltuğundan değil de sanki başka bir dünyadan seslenirdi. Tam huyuna suyuna, tarzına sesine alışmıştık ki, Myspace’te ünlenenler kervanının en cool kadını Stephanie Sokolonski, namı-ı diğer Soko, müziği bıraktı. Valiz bile toplanmadan terk edilen evler gibi sessiz kalan Myspace sayfasınaysa veda mektubu niyetine şunu bıraktı: “I quit” (Bıraktım).
Herkesin ünlü olmak için türlü yollar denediği şu zamanda, ‘Ünlü olmak beni bozar’ diyen Soko’nun yaptığı, günümüz popçuları için bir çeşit intihar aslında. İki albüm arası unutulmayı göze alamayanların türlü skandalla taze tutmaya çalıştıkları imajlarını hatırlarsak, Soko’nun milyon dolarlık anlaşmaları elinin tersiyle itmesi pek ‘cool’ duruyor doğrusu. “Ünlü olmak istemiyorum. Sadece müzik yapmak istiyorum ama bu şartlar altında, bu mümkün değil” diyen Soko, çok değil bundan kabaca üç yıl önce ünlendi. Tam, Amy Winehouse’un yokluğunda Katy Perry, Pixie gibi genç popçuların doldurmaya çalıştığı
boşluğa itilecek gibi olmuştu ki, o ‘Yokum’ dedi.
Film setinde keşfedildi
1986, Fransa doğumlu Soko’nun, internette ünlenmeden önce sakin bir hayatı varmış. Çeşitli tiyatro oyunlarında ve sinema filmlerinde ufak roller alıp yaprakları sararmış eski kitaplar, plaklar, kalın çerçeveli gözlükler, daktilo gibi fetiş nesneleri arasında, gitarıyla çeşitli mırıltılar çıkarırken bir gün film setinde söylediği bir şarkıyla tam anlamıyla ‘keşfedilmiş’.
Onu ünlü yapan şarkısı ‘I’ll Kill Her’ (O Kızı Öldüreceğim), 2006 yılında Myspace sayfasında yer aldıktan sonra, 2007 yılında ilk defa Danimarka’da The Black Boy Scouts adlı radyo programında çalındı ve adeta bomba etkisi yarattı.
iTunes Store’un Danimarka versiyounundaki listelerde bir numaraya yerleşince Avustralyalı radyocu Triple J şarkıyı her gün çalmaya başladı ve ağustos ayında ‘I’ll Kill Her’ radyonun en çok istek alan şarkısı oldu. Soko büyük patlamasınıysa ekim ayında İngiliz radyo DJ’i Tony Farsides tarafından Paris Moda Haftası’ndaki Stella McCartney defilesinde çalınınca yaptı.
Ani yükseliş gitarist Thomas Semence ile yapılan ‘Not Skoute’ adlı EP’yle devam etti. Albümde yer alan beş şarkının arasında tabii ki ‘I’ll Kill Her’ de vardı. Bundan sonrası dolup taşan konserler, anında tükenen biletler, hayranlarının onun için kurduğu internet siteleri şeklinde devam etti. Soko tam bir fenomene dönüşüyordu ki, kendi kendine fişini çekti.
Sesinden biraz buhran, biraz keder, biraz da bıkkınlık dökülen bu genç kadın, acayip komik ve çatlak sözlü şarkılar yazıyor, dinleyiciyi gayet samimi bir şekilde iç dünyasına buyur edip gelenlerle arasında mesafe bırakmayı da ihmal etmiyordu. Blog’unda, Myspace sayfasında ya da internette kendisini dinleyenlerle iletişim kurduğu her ortamda bu hava seziliyor, Soko o âlemlerde ‘cool kadın’ diye geçiyordu. Başkası söylese ‘Nasıl yani?’ denilecek cümleler onun ağzından bal gibi dökülüyor, ‘Onu öldüreceğim’ dediğinde insanın ‘Canın sağolsun’ diyesi geliyordu.
‘Hayat bu olmamalı!’
En son geçtiğimiz ocak ayında Avustralya’daki Sunset Sounds Festivali’nde sahneye çıkan Soko, mikrofonu eline aldığında, herkes şarkı söyleyeceğini zannederken, o müziği bıraktığını açıkladı. En önemlisi de şubat ayında çıkması planlanan, her şeyiyle hazır albümünü yayımlamaktan vazgeçtiğini söyledi. Soko’nun festivalde yaptığı açıklama pek ciddiye alınmayıp etrafta ‘Bırakmadı, reklam yapıyor’ söylentileri dolaşınca Soko bu konuda ne kadar ciddi olduğunu gösteren bir açıklama yaptı.
“İnsanların gerçekten müziği bırakıp bırakmadığımı merak ettiğini okudum... Bıraktım. Aslında müzik endüstrisinin bir parçası olmayı istemediğim bilinen bir şey... Müzik yapmayı hiç planlamamıştım. Her şey inanılmaz bir şekilde gelişti ve buna minnettarım fakat bu benim için gerçekten korkutucu. Hayatımın öyle bir dönemindeyim ki, yapmak istediğim şey, gerçekten tanımadığım bir sürü insana hikâyelerimi anlatmak mı diye düşünüyorum. Bu bana gerçekten egosantrik geliyor ve ben böyle biri değilim. Oyunculuk yapmayı ve seyahat edip dünyayı dolaşmayı özledim. Albümü kaydederken anladım ki bu işe bir sürü para gidiyor. Büyük stüdyolar, büyük projeler bana göre değil. Sadece müzikle uğraşırken yaptığım tek şey, depresif bir ruh haliyle karanlık odama kapanıp mutsuz şarkılar yazmaktı. Hayat böyle olmamalı! Müzik hâlâ sahip olduğum en değerli şey, içimdeki tek şaşırtıcı şey. Onu bu kadar erken dışarı çıkarıp mahvetmek istemedim.”
Genç yaşına rağmen tüm dünyada binlerce hayranı olan Soko, bu kararıyla hayranlarını çok üzdü ama haksız da değil sanki.
Elif Türkölmez
27.06.2009
Radikal Cumartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder